Araçların birinin gelip, birinin gittiği, gaz detektörleri ve elimizdeki sabunlu su kapları ile gaz kaçağı peşinde koşarken tanıdık birbirimizi sonrasında dayanışma, mücadele içinde dostluğumuzu ve yoldaşlığımızı büyüttük. Politik tartışmalarda “Şerefcim” diye söze başlar, düşün dünyasını bizimle paylaşırdı.
Emek yoğunluğunun yoğun olduğu yerde çalışıyorduk, gaz dönüşümü yapılmış araçları kontrol ediyorduk. Her günümüz stres içinde, her an ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk.
Meslek odasında teknik görevli dışında gönülülük esasına göre de çalışıyorduk. Emekten yana politikaların savunuculuğu ile birlikte daha fazla emek ve mücadele içinde olmak istiyorduk. Gençtik, isyanlardaydık, başka bir dünya mümkün diye haykırıyorduk, parti, sendika, susma sustukça sıra sana gelecek, ya devrim ya sosyalizm…
İşte bu şartlar içinde “Sendikalı olmalıyız…” diye başlıyorduk günün sonunda konuştuklarımız havada kalıyor, eyleme geçmiyordu ve gidişat kısır döngüye doğru evriliyordu. Yine bu konuşmaların yapıldığı bir gün “Arkadaşlar şimdi, notere gidiyoruz ve sendikalı oluyoruz. Var mısınız?” diye bir teklifte bulunduğumda, ilk o bu heyecana ortak olmuştu. Sonrasında 12 arkadaş dilekçelerimizi notere vermiş ve sendikalı olmuştuk. Bundan sonra hep birlikte yoldaş olmuştuk ve sendika eğitimimizi alıyor sonra eylemlerde ve dayanışma içinde buluyorduk kendimizi. Bir seferinde Serkan “Arkadaşlar Burger King’de eylem var, arkadaşlara destek verelim” demişti, kendimizi eylemin içinde bulmuştuk. Serkan her toplantımızda mutlaka dayanışmamız gerektiğini düşündüğü her toplumsal olay için eylem planları yapar mutlaka hayata geçirirdi.
Meslek odasından ayrıldıktan sonra da mümkün olduğunca hep bir araya gelmeye çalıştık. Sohbetlerimizde çoğu zaman eskiyi yad ediyorduk.
Serkan, hayatımda tanıdığım en mücadeleci, en dayanışmacı, en sosyalist, en mühendis insanlardan biriydi. Varlığını hep hissedeceğim ve geride bıraktıkları ile gurur duyacağım bir insandı. Yaptığı her şeyle etrafını güzelleştiren, ender bulunan insanlardan biriydi Serkan Çiteli.
Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması. ‘Ben’ deyip susması, ‘sen’ deyip ağlamaklı kalması… (Nazım Hikmet)
….
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir
Gittikçe artıyor yalnızlığımız”
…
(Otuz Beş Yaş – Cahit Sıtkı Tarancı)
Nazım Hikmet’in “kesik bir omuz başı gibi” eksikliğinin sızısını hissedeceğim Serkan dostumun.
Yücel Öztürk tarafından Serkan Çiteli anısına bestelenmiş “Dostum Giderken” adlı çalışmayı dinleyebilirsiniz.
Yücel Öztürk’ün Youtube’da yazdığı yazı; “Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde uzun yıllar birlikte çalıştığım,; devrimci ,mücadeleci ve onurlu duruşunu , sıcacık ve dostça gülüşünü bizlere bırakıp, amansız bir hastalık nedeniyle aramızdan ayrılan Serkan ÇİTELİ dostumun anısına özlem ve saygıyla… ÇOK ÖZLÜYORUZ SENİ GÜZEL İNSAN !”
Söz: Zeki KAYMAKÇI
Müzik ve yorum: Yücel ÖZTÜRK
Siz de bu konu hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz? Yorum bölümümüz, fikir alışverişinde bulunabileceğiniz, sorular sorabileceğiniz ve farklı bakış açılarını keşfedebileceğiniz bir platform.
Yorumlarınız, içeriğimizi zenginleştirdiği gibi, diğer okuyucular için de değerli bir kaynak oluşturuyor. Katkılarınızla birlikte daha dinamik ve etkileşimli bir topluluk oluşturacağımıza inanıyorum.
Düşüncelerinizi duymak için sabırsızlanıyorum!