Nazım'ın "İnsan, denizin olmadığı yerde martı olmalı" deyişiyle başlar yolculuğunuz. İnsan var oldukça umudun her zaman var olacağını düşünürsek umutlanırız. Sonra Cemal Süreya'nın dokunuşu, "Bazı adamlar incitmeden sevemezdi" diyerek fısıldar geçmişi. İnce dokunuşlarla sevginin izini süreriz. Turgut Uyar'la "Başka havalar getir bana" diye mırıldanırken, içimizde bahar yağmurları başlar.
Bu yolda yürümek, şiirin kalbine dokunmaktır. Bu yolda yürüyen herkes, kendi şiirini yazar. Kimi bir dize ekler o taşa, kimi bir anı bırakır rüzgâra. Balıkçıların oltaları denize birer mısra gibi uzanır, martıların sesi şiire karışır. Her dalganın kıyıya vuruşu, bir şairin son sözüdür sanki.
Siz de bu yolda, ruhunuzu hangi dizeye bırakırdınız? Siz bu yolda yürürken, hangi şiirin melodisi kulağınıza çalınırdı?
Siz de bu konu hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz? Yorum bölümümüz, fikir alışverişinde bulunabileceğiniz, sorular sorabileceğiniz ve farklı bakış açılarını keşfedebileceğiniz bir platform.
Yorumlarınız, içeriğimizi zenginleştirdiği gibi, diğer okuyucular için de değerli bir kaynak oluşturuyor. Katkılarınızla birlikte daha dinamik ve etkileşimli bir topluluk oluşturacağımıza inanıyorum.
Düşüncelerinizi duymak için sabırsızlanıyorum!