Gökyüzünün gri tonları denize sakince yayılırken, hafif dalgaların kıyıya vuran fısıltılarıyla sakin bir manzara kucaklıyor bizi. Yalova'nın huzurlu kıyılarından bir kare bu. Ama sadece bir kare mi? Belki de çok daha fazlası...
Fotoğrafta, kıyıya demirlemiş lacivert bir yelkenli tekne dikkat çekiyor. Rüzgarla dans etmeyi bekler gibi, sabırla dalgaların üzerinde sallanıyor. Tıpkı hemen önündeki kumsalda oturan adam gibi. Sandalye üzerine kurulmuş, denize dönük hali ve duruşuyla, adeta zaman durmuş gibi.
Deniz sakin, o da sakin. Ruhsal bir dinginliğin yansıması. Belki de denizin sonsuzluğunda, iç huzurunu bulmuş, zihnindeki fırtınaları yatıştırmış bir ruhun portresi bu.
Gökyüzü bulutlu, adamın gözlerindeki efkarın izleri gibi. Her bir bulut, belki de bir anı, bir özlem, bir beklenti yansıması... Omuzlarında hayatın yükü, avurtlar çökmüş, yoksulluk vücut bulmuş, yine de denizin kollarında huzur bulan bir adam.
Uzaklarda, ufuk çizgisinde büyük gemiler geçiyor ağır ağır. Belki de hasret yüklü gemiler, adamın içindeki özlemleri çağrıştırıyor. Yalnızlığına bir fon müziği gibi eşlik ediyorlar. Adam durduğu yerde, bir başına, deniz yanı başında... Sanki zamanın ötesinde, geçmişiyle yüzleşiyor, geleceği düşlüyor.
Bu fotoğraf, sadece bir manzara mı; yoksa bir duygu durumu, bir yalnızlık hikayesi, bir özlem hali mi? Deniz, kum, gökyüzü ve bir adam... Hepsi bir araya gelerek, insan ruhunun derinliklerine inen, düşündüren, hüzünlendiren ama aynı zamanda umut veren bir kompozisyon oluşturuyor. Belki de yalnızlık, bazen en büyük sığınaktır. Belki de özlem, hayata tutunmanın en güçlü nedenidir.
İNSAN VE DENİZ
Sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
Deniz aynandır senin, kendini seyredersin
Bakarken, akıp giden dalgaların ardından.
Sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.
Haz duyarsın sulardaki aksine dalmaktan;
Gözlerinden, kollarından öpersin; ve kalbin
Kendi derdini duyup avunur çoğu zaman,
O azgın, o vahşi haykırışında denizin.
Kendi âleminizdesinizdir ikiniz de.
Kimse bilmez, ey ruh, uçurumlarını senin;
Sırlarınız daima, daima içinizde;
Ey deniz, nerde senin o iç hazinelerin?
Ama işte gene de binlerce yıldan beri
Cenkleşir durursunuz, duymadan acı, keder;
Ne kadar seversiniz çırpınmayı, ölmeyi,
Ey hırslarına gem vurulamayan kardeşler
Charles Baudelaire
Siz de bu konu hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz? Yorum bölümümüz, fikir alışverişinde bulunabileceğiniz, sorular sorabileceğiniz ve farklı bakış açılarını keşfedebileceğiniz bir platform.
Yorumlarınız, içeriğimizi zenginleştirdiği gibi, diğer okuyucular için de değerli bir kaynak oluşturuyor. Katkılarınızla birlikte daha dinamik ve etkileşimli bir topluluk oluşturacağımıza inanıyorum.
Düşüncelerinizi duymak için sabırsızlanıyorum!
Keyifle okuyorum Şeref
YanıtlaSilÇok güzel yazıyorsun
Bir kare fotoğraf bile sade bir fotoğraf değil daha fazlası. Fotoğrafa yada gerçeğine bakan her kişi farklı şeyler düşünür kimi bakar geçer kimi bakar ama görmez bile.
Senin karelere yüklediğin hikayeler gözlemler çok sıcak. Sait Faik in izlerini görüyorum satır aralarında.
Yazmaya devam ,gözlemlere devam.
Kalemine gönlüne sağlık
Rıza Aksoy