Yaşlı adam, sabah güneşinin solgun ışıkları altında parkın köşesindeki bankta oturuyor. Yüzünde, zamanı yontan yılların izleri var. Her kırışıklık, bir söz; her bakış, eskimiş bir anı taşıyor. Adamın mavimsi gözleri, uzak bir yerlere bakıyor. Gözlerindeki boşlukta, eskimiş hatıraların yankıları duyuluyor. Belki gençliğinin baharını, belki sevdiklerini ya da hayallerini düşünüyor.
Hava; adam ile uyumlu, ılık. Rüzgâr; bu ortamı bozamama gayretinde usul usul esiyor. Ağaçların gölgeleri yere uzanmış, kuşlar günün ilk cümlelerini fısıldıyor gibi. Adamın duruşunda, zamana ve geçmişe dair bir ipucu saklı.
Yalnızlığı, koca parkın içinde kaybolmuş gibi. Arka plandaki ağaçlar, demir parmaklıklar ve boş banklar… Her şey, adamın yalnızlığını daha da derinleştiriyor. Belki park eskiden cıvıl cıvıldı; çocukların kahkahaları, dost sohbetleri ile yankılanıyordu. Ama şimdilerde bu bank sanki yalnız ona ait. Zamansız, sessiz ve unutulmuş.
Siz de bu konu hakkındaki düşüncelerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz? Yorum bölümümüz, fikir alışverişinde bulunabileceğiniz, sorular sorabileceğiniz ve farklı bakış açılarını keşfedebileceğiniz bir platform.
Yorumlarınız, içeriğimizi zenginleştirdiği gibi, diğer okuyucular için de değerli bir kaynak oluşturuyor. Katkılarınızla birlikte daha dinamik ve etkileşimli bir topluluk oluşturacağımıza inanıyorum.
Düşüncelerinizi duymak için sabırsızlanıyorum!